Kişi kendini temsilde en önemli görevi üstlenen isim ve soyad ile resmi ve duygusal olarak bağ kurar. Anne ve babalar çocuklar doğduğunda nüfusa kayıt için isimleri kendileri seçer. Soyadın da babadan gelmesi kanunu ile çocuk hayatı boyunca bu isimlere bağlı olarak işlerini sürdürür. Sadece resmi evraklarda değil, kişiyi hitap şekli olarak da yeterli bir alana sahip olan ad ve soyad bazı nedenlerle değiştirilmek istenebilir.
İsim ve soyadı değişikliği için sadece bir yazılı belge ile işi tamamlamak mümkün değildir. İsim ve soyad, tam yetkinlikte ya da yarı yetkinlikteki kişinin açacağı dava ile sağlanır. Bu işlem Nüfus Müdürlüğünde halledilecek kısa bir işlem değildir. Bu dava ile ilgili yazılı gerekçeler Medeni Kanun’da 27. maddede belirlenmiştir: “Adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez.”
Kanunlarla belirlenen bu davadaki gerekçelerin çerçevesi keskin değildir. Yani davanın haklı bulunması için gerekçeler çok çeşitlidir. Bunlar isim ya da soyadın kişiye bir travma ya da olayı hatırlaması, toplum ahlakına uygun olmayan ifadeler içermesi, gülünç olması, meslek ya da kişiyi itibarsızlaştırması olabilir. Ayrıca kişinin ismi ya da soyadı ile duygusal özdeşim kuramaması da dava için haklı bir nedendir.
İsim ve soyad tamamen değişebileceği gibi nüfusa kayıt sırasında yapılan yazım hataları nedeniyle olan değişiklikler de davaya dahildir. Örneğin “Ahmet” ismin “Ahmed” olarak yanlış kayda geçmesi gibi.
Kişi evli ise ya da kişinin çocukları varsa soyadını değiştirdiğinde eşinin ve reşit olmayan çocuklarının soyadı da direkt değişir. Kişinin öz veya evlatlık çocukları ve eşinin ayrı bir soyadı değişiklik davası açmasına gerek yoktur. Ancak reşit olan çocukların soyadının değişmesi için ayrı bir dava talep etmeleri gerekir. Boşanma sonucu çocuklar annenin kızlık soyadını almayıp babanın soyadını kullanmaya devam eder. Bu durumda anne ile aynı soyadı kullanmak isteyen çocukların da ayrıca bir değişiklik davası açması gereklidir.
İsim ve soyad değişikliği davası diğer davalara göre daha kısa sürede ve çekişmesiz olarak gerçekleşir. Çünkü tek taraflı bir davadır ve süreç genelde belgelerin toplanması ile 3-5 ay içinde gerçekleşir. Kimi davalarda tanık ve ispata gerek duyulmaksızın dava sonuçlanabilir
Davanın yetkili mahkemesi kişinin ikamet ettiği yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesidir. Davalı olarak ise Nüfus Müdürlüğü tarafından görevlendirilmiş bir memur bulunmalıdır.
Bu davanın en hızlı sürede, en az hata ile ve en az pürüz ile sonuçlanması için yetkili bir avukattan yardım almak önemlidir. Davayı açmak için ilk adım geçerli bir dava dilekçesi hazırlamaktır. Dava dilekçesindeki yanlış ifadeler ve terim hataları ise süreci uzatmakla kalmayıp davanın başarısız sonuçlanmasına da neden olabilir. Bu nedenle vekalet vereceğiniz avukatın bu davalarda tecrübeli olduğuna dikkat etmeniz avantajınıza olabilir. Alanında tecrübeli İzmir avukat için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Siz de fikrinizi belirtin