Mirasçılarına miras bırakan kişiler belirli şartlar altıda birikimlerini mirasçılarına bırakmayarak onları haklarından mahrum bırakmaktadır. Bu olaya hukuk dilinde mirastan mal kaçırma (Muris Muvazaası) adı verilmektedir. Bu içeriğimizi okuyarak Muris Muvazaası hakkında bilgi edinebilirsiniz. Günümüzde her ne kadar mal sahibi olan bir kişi malını istediği kişiye devretme hakkı bulunsa da bazı şartların oluşmasıyla birlikte mirasçılarına sormadan mallarını başkası üzerine devretmesi yasal değildir. Sizlerde bu tür olaylarla karşı karşıya kaldıysanız İzmir miras avukatı Vural & Altun hukuk hizmetlerinden yararlanabilirsiniz. İzmir avukat olarak içeriğimizi çok daha ayrıntılı anlatmaya geçiyoruz.
Muris Muvazaası Nedir?
Muris muvazaası bir kişinin mirasçısı veya mirasçılarını var olan haklarından yoksun bırakmak için yaptığı bağış veya satışlardan ölene kadar yoksun bırakma sözleşmesi olarak belirtilmektedir. Mirastan yoksun bırakma işleminin söz konusu olması için miras bırakan kişinin mirastan mal kaçırmak amacıyla kasıtlı olarak hareket etmiş olması gerekir. Genellik muvazaa durumu söz konusu olduğunda taraflar arasına yapılan işlemlerin üçüncü bir kişiyi aldatma amacı var olmaktadır. Yapılan anlaşma sözleşme ile gizlenmektedir. Muris muvazaası durumlarında mirasçılar aldatılmak istenir.
Muris Muvazaasının Hükümleri
Mal kaçakçılığı davalarında iki süreçle karşılaşıyoruz. Biri tarafların yapmak isteyip de nedense gizledikleri bağışlama eylemi, diğeri ise sözde bir satış ya da ölüm sözleşmesidir. Miras kaçakçılığından kaynaklanan hak kayıplarının tazmini için tapu iptali ve tescil davası açılmalıdır. Bir kişi (vekil) muvazaa yapmışsa, mirasçı mağdur olabilir ve komplo işleminin geçersiz bulunmasını ve işleme dayalı hatalı kaydın (tapu kaydının) iptal edilmesini talep edebilir. Bu işlemin nedeni, müvekkilin üçüncü bir kişiyle yaptığı sözleşme ile haklarına zarar verecek şekilde haksız bir işlem gerçekleştirmiş olmasıdır.
Muris Muvazaası Davasını Açabilecek Kişiler
1794/1-2 tarihli esas karar ile Yargıtay’da düzenlenen İçtihadı Birleştirme Kurulu kararına göre, bir kişinin mirasçılarını mirastan yoksun bırakmak amacıyla tapu vb. taşınmazlarını tapu sicil memurunun önünde iradesini belirterek satış yapması halinde, miras üzerinde saklı bir pay olsun veya olmasın miras hakkı göz ardı edilen tüm mirasçılar haklarını göz önünde bulundurarak mirastan yoksun bırakıldıkları gerekçesiyle dava açma hakkına sahiptirler.
Miras hakları zedelenen tüm mirasçıların, saklı payları olsun veya olmasın, mirastan kaçırma davası açabilecekleri görülmektedir. Böylece davayı kimin açabileceği konusunda muvazaalı işlem tarihinde hazır bulunan mirasçılar ile sonradan ortaya çıkabilecek mirasçılar arasında bir ayrım yapılmamaktadır. Daha da önemlisi, komplo tarihinde yerleşimcinin dolandırmak istediği bir varisi vardı ve davacı dava tarihinde mirasçıydı. Hakları ihlal edilen mirasçılar, mirasçıların muvazaalı olmaları nedeniyle miras payının oranına göre dava açabilir, tapu senedinin geri alınmasını talep edebilir veya taşınmazın mirasa iadesini talep edebilirler.
Elbette mirasçı olmayı reddeden, miras hakkından alenen feragat eden veya kanunun öngördüğü şartları sağladığı için mirastan mahrum bırakılan kişinin dava açma hakkı yoktur.
Mirastan Mal Kaçırma Davalarında İspat Yöntemleri
1974/1 ve 2. Esas ve karar Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararlarına göre mirastan mal kaçırma davalarında mirasçı olarak tanımlanan kişiler, mirası bırakacak kişiye kendi haklarından elde ettiği güçle tanıklar aracılığıyla dava açma hakkında sahiptirler. Bu davalarda ispat yöntemi tanığa dayalı olarak gerçekleştirilmektedir.
Bu tür davalardan öncelikle ispat edilmesi gereken olay miras bırakacak kişinin dava eden mirasçıyı miras haklarından yoksun bırakmak amacıyla normal hayatında bağışladığı taşınmazın satışı gibi göstererek temlik etmiş olması durumudur. Ölene kadar bakmak sözleşmesi çerçevesinde öncelikle miras bırakacak kişinin bakıma muhtaç olmadığının ispatı, taşınmazını temlik alanında miras bırakana bakmadığını ve asıl amacının mal kaçırmak olduğunun ortaya çıkartılarak ispat edilmesi gerekmektedir.
Tanık kanıtı, bir vasiyetçinin gerçek iradesini araştırmak için çok önemlidir ve Yargıtay içtihatları birçok standart belirler. Bu kriterlerden bazıları, satış fiyatı ile gayrimenkulün gerçek değeri arasındaki fark, mirasçıların ve müteahhitlerin mali durumu, aile bağları, bölgesel gelenekler, psikolojik nedenler ve satış için gereken paranın terekeden gelip gelmediğidir. Bu durumda devrin amacı mirasçıdan mal kaçırmak olup, asıl amaç bağıştır ve vasiyet edenin malını satmasına gerek yoktur; taşınmazın devredildiği üçüncü kişi (muris muvazaası davasında davalı) devredilen taşınmazı satın alma hakkının bulunmadığı, mirasçının taşınmaz satışı için makul bir gerekçesinin bulunmadığının kanıtlanması gerekir. Kanıtlı komplo iddiaları; tanıklar, bilirkişiler, keşifler ve her türlü hukuki delil ile mümkündür.
Mirastan Mal Kaçırma Davaları Herhangi Bir Süreye Tabi Değildir
Mirastan mal kaçırma davalarında yapılan şüpheli işlemler geçersiz olarak sayıldığından dolayı hiçbir hüküm sonuç doğurmamaktadır. Muvazaalı işlem sonucu gerçekleşen fiilin belirli bir süre geçse de zaman aşımına uğramayacaktır. Bu sebepten ötürü muris muvazaasına dayalı olan tapu işlemleri iptal davaları açılması süresi yoktur. Zaman aşımı olmadığı için ilgili fiilin tespitinden itibaren en kısa süre içerisinde dava açılabilmektedir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre bu davalara bakan mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Ölen kişinin muvazaalı olarak açılan tapu iptal davası aynı taşınmazı kapsar ve yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Birden fazla gayrimenkul varsa, gayrimenkulün bir parçasının bulunduğu mahkemede dava açılabilir.
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davasının Sonuçları
Müvekkilin yaptığı alım satım işlemlerinin muvazaalı olduğu yargılama sonucunda tespit edilirse tapuda devrin iptaline karar verilecek ve karar geriye dönük olarak hüküm doğuracaktır. Bu nedenle yasal mirasçılar, miras alınan taşınmaz üzerinde satış ve satın alma işlemi hiç gerçekleşmemiş gibi haklara sahiptir.
İzmir Miras Avukatı
Günümüzde meydana gelen miras anlaşmazlıklarının geneli taraflar arasına mal kaçırma vb. durumlarda ortaya çıkmıştır. Sizlerde bu gibi durumlarla karşı karşıya kaldıysanız İzmir miras avukatı Vural & Altun hukuk bürosundan destek alabilirsiniz.
Siz de fikrinizi belirtin